25 Nisan 2012 Çarşamba

DOĞUM, SAFHALARI VE LOHUSALIK


DOĞUM


Kesin olmayan doğum belirtileri

      Doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerin başında düzensiz ve kısa süreli kasılmalar, kasıklarda ağırlık duygusu, sık idrara çıkma gereksinimi hareketlilik veya bitkinlik, bel kemiği ağrıları ishal veya kabız, genital organlarda değişiklik, akıntının artması, bebek başının havsalaya girişi, karnın küçülüşü.

Doğumun kesin belirtileri

1. Mukus tıkacının atılması ( nişan bozma)

2. Su kesesinin açılması (su gelmesi)

3. Düzenli döl yatağı kasılmaları (gerçek doğum sancıları)

Mukus tıkacının atılması: Koyu kahverengi bir sıvının (nişane) rahimden atılmasıdır. Tıkacın atılması doğumun ilk dönemi olan açılma evresinin başladığını gösterir. Tıkacın atılmasına döl yatağı kasılmaları ve döl yatağı boyunun açılması neden olur.

Su kesesinin açılması: Su kesesinin yırtılması yalnızca vulvadan bol miktarda sıvı gelmesiyle fark edilir. Döl yatağı kasının her kasılışı döl yatağı içi basıncını biraz daha arttırır. Artan basınca dayanamayan zar parçalanır ve amniyon (amnios) sıvısı dışarı atılır.

Düzenli döl yatağı kasılmaları: Sırttan aşağıya doğru (kasıklara doğru) olur. Doğumun başladığının 3. Belirtisi gitgide sıklaşan ve şiddetlenen düzenli kasılmalardır. Sırttan başlayıp leğen kemiğine kadar yayılır. Gerçek kasılmalar döl yatağı boyunun açılmasına neden olur. Bu açılma 10 cm i bulur. Bebeğin geçebilmesi için  yeterlidir. Kasılmalar başlangıçta 15-20 dk da bir gelirken doğumun son evrelerine doğru 3 dk da bir düzenli olarak devam eder. Kasılmalar arasındaki süre 15-20 dk olduğunda artık hastaneye gitme zamanıdır.

DOĞUMUN SAFHALARI



       İlk bebeğine gebe olan kadına primar denir. 2. Ve daha sonraki gebeliklerde kadına multipar denir. Annenin  yaşı, doğumlar arasındaki süre, fetüsün iriliği, annenin ıkınma kuvveti doğum olayını uzatan bir etmen olabilir. Doğum süreci mutlaka üç aşamadan geçer.

1. evre açılma evresi: bu devre en uzun aşamadır. Döl yatağı kasılmalarının başlamasında rahim ağzının açıldığı ana kadar sürer. Her  kasılma sırasında uterus hacim bakımından küçülür. Bu küçülüş döl yatağı basıncının artmasını ve fetüsün ilerlemesini sağlar. Serviks açılır. Kalın ve etli görülen bu kisim incelir ve silinir. Açılma kanalı ile uterus içi tam bir birleşme haline gelir. Açılma tamamlanarak 10 cm bir çap kazanır.

2. evre atılma evresi:  Doğum kanalının açılmasından başlayarak bebeğin doğumuna kadar devam eder. Fetüsün doğum kanalına dönme ve ilerleme şeklinde gider. Su kesesi genelde bu safhada açılır. Fetüsün doum kanalına iyice inerken gebe kadın ıkınma gereksinimi duyar.

      Doktor gerekirse bebeğin çıkışını kolaylaştırmak ve perinede olan yırtıkları engellemek için döl yolunun apış arasına doğru 2-3 cm uzunluğunda kesik yaparak genişletebilir. Bu işleme epizyotomi denir.

3. evre plesantanın çıkış evresi: Bebeğin doğumundan plesantanın zarlarının çıkışına kadar süren yaklaşık 20 dk lık devreye plesantanın çıkış evresi denir. Bebeğin doğumuyla rahim kısa bir süre dinlenir. Daha sonra kasılmalar yeniden başlar. Plesanta yapışık olduğu rahim çeperinden ayrılır, aşağıya doğru itilir. Ayrılmayı kolaylaştırmak için hafif baskı yapılması gerekir. Plesantadan sonra su kesesini çevreleyen zarda doğar (çıkar).

       Rahim içinde kalan plesanta parçaları hem kanma hemde enfeksiyon kaynağıdır. Vajina incelenir, yırtıklar varsa ikilir artık doğum sona ermiştir.



SEZERYANLA DOĞUM

       Doğum karın boşluğunun açılması ve döl yatağı çeperinin kesilmesi ile gerçekleştirilir. Karın iki şekilde açılabilir. Karın alt bölgesinin enlemesine veya boylamasına kesilmesiyle uygulanır.

Sezeryan gerektiren durumlar:

1. Doğum sırasında dölütün güç durumda olduğunu belirten bulguların ortaya çıkması,

2. Dölütün başı ile leğen arasında oransızlık olması (pelvis darlıkları)

3. Dölütün geliş pozisyonundaki anormallikler,

4. Uterus, vajinanın şekil bozuklukları, plesanta anormallikleri, plesantanın önden gelmesi,

5. Kadın ilk doğumunda 35 yaşını aşmışsa,

6. Gebelik zehirlenmesi yaşanmışsa, şeker hastalığı, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kan uyuşmazlığı,

7. İkiz veya daha çok doğumlarda, dölütün oksijensiz kaldığı saptanmışsa,

8. Çocuk kalp seslerinin bozulması ile,

9. Doğum zafiyeti,

10. Kordon sarkması.

EPİDURAL ANESTEZİ İLE DOĞUM



      
      Vücudun alt bölümlerine giden sinirleri geçici bir süre uyuşturur. Bel bölgesine enjeksiyonla uygulanır. Anestezik madde ince bir tüple bele enjekte edilir. Bu tür doğumlarda anestezi uzmanının deneyimli olması gerekir.

      Epidural gereği gibi etki gösterirse doğum anında hiç ağrı duyulmaz. Anne ağrısız doğumda rahattır. Uyanık olduğu için doğum safhalarını yaşar. Epidural anestezinin bebeğe hiçbir zararı yoktur.


LOHUSALIK

       Çocuk ve pelasantanın doğumundan sonra başlar ve genital organlarla birlikte bütün anne organizmasında gebelik nedeniyle meydana gelmiş olan değişmelerin (fizyolojik değişiklikler) gebelikten önceki haline dönüşüne kadar devam eder. Ortalama 6 hafta sürer.

      Doğum sonrası hastalıkların en sık görüldüğü dönem lohusalık dönemidir. Doğum  sonrası genital bölge antiseptik bir solüsyonla temizlenir. Enfeksiyon gelişirse antibiyotik verilir. Bu arada emzirmeye başlanmalıdır. Epizyotomi yapıldıysa dikiş atılmıştır. Dikiş yeri iyileşene kadar temiz ve kuru tutulmalı, herhangi bir merhem sürülmemeli. Her gün antiseptik solüsyonla pansuman yapılmalıdır. Temiz pedler kullanılmalı, sık, sık değiştirilmelidir. İdrar  yapıldıktan sonra genital bölge ılık su ile temizlenmelidir. Loğusa 2.gün yataktan kaldırılıp dolaştırılmalıdır. Meme verilmeden önce ve sonra meme uçları su ile temizlenmelidir. Gögüsleri tartan bir iç çamaşırı giyilmelidir. Anneden gelen ilk ağız sütüne kolostrum denir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"BENİM ÇOCUĞUM" DA NEREDEN ÇIKTI!

         Çok uzun zaman önce; bir çocuk sitesine yayınlanmak üzere bir yazı yazmıştım. Yazının içeriği blog tanıtımıydı. Blog ...