DOĞUM
Kesin olmayan doğum belirtileri
Doğumun yaklaştığını gösteren
belirtilerin başında düzensiz ve kısa süreli kasılmalar, kasıklarda ağırlık
duygusu, sık idrara çıkma gereksinimi hareketlilik veya bitkinlik, bel kemiği
ağrıları ishal veya kabız, genital organlarda değişiklik, akıntının artması,
bebek başının havsalaya girişi, karnın küçülüşü.
Doğumun kesin belirtileri
1. Mukus tıkacının atılması (
nişan bozma)
2. Su kesesinin açılması (su
gelmesi)
3. Düzenli döl yatağı kasılmaları
(gerçek doğum sancıları)
Mukus tıkacının atılması:
Koyu kahverengi bir sıvının (nişane) rahimden atılmasıdır. Tıkacın atılması
doğumun ilk dönemi olan açılma evresinin başladığını gösterir. Tıkacın atılmasına
döl yatağı kasılmaları ve döl yatağı boyunun açılması neden olur.
Su kesesinin açılması: Su
kesesinin yırtılması yalnızca vulvadan bol miktarda sıvı gelmesiyle fark
edilir. Döl yatağı kasının her kasılışı döl yatağı içi basıncını biraz daha
arttırır. Artan basınca dayanamayan zar parçalanır ve amniyon (amnios) sıvısı
dışarı atılır.
Düzenli döl yatağı kasılmaları:
Sırttan aşağıya doğru (kasıklara doğru) olur. Doğumun başladığının 3. Belirtisi
gitgide sıklaşan ve şiddetlenen düzenli kasılmalardır. Sırttan başlayıp leğen
kemiğine kadar yayılır. Gerçek kasılmalar döl yatağı boyunun açılmasına neden
olur. Bu açılma 10 cm i bulur. Bebeğin geçebilmesi için yeterlidir. Kasılmalar başlangıçta 15-20 dk
da bir gelirken doğumun son evrelerine doğru 3 dk da bir düzenli olarak devam
eder. Kasılmalar arasındaki süre 15-20 dk olduğunda artık hastaneye gitme zamanıdır.
DOĞUMUN SAFHALARI
İlk bebeğine gebe olan kadına primar
denir. 2. Ve daha sonraki gebeliklerde kadına multipar denir. Annenin yaşı, doğumlar arasındaki süre, fetüsün
iriliği, annenin ıkınma kuvveti doğum olayını uzatan bir etmen olabilir. Doğum
süreci mutlaka üç aşamadan geçer.
1. evre açılma evresi: bu
devre en uzun aşamadır. Döl yatağı kasılmalarının başlamasında rahim ağzının
açıldığı ana kadar sürer. Her kasılma
sırasında uterus hacim bakımından küçülür. Bu küçülüş döl yatağı basıncının
artmasını ve fetüsün ilerlemesini sağlar. Serviks açılır. Kalın ve etli görülen
bu kisim incelir ve silinir. Açılma kanalı ile uterus içi tam bir birleşme
haline gelir. Açılma tamamlanarak 10 cm bir çap kazanır.
2. evre atılma evresi: Doğum kanalının açılmasından başlayarak
bebeğin doğumuna kadar devam eder. Fetüsün doğum kanalına dönme ve ilerleme
şeklinde gider. Su kesesi genelde bu safhada açılır. Fetüsün doum kanalına
iyice inerken gebe kadın ıkınma gereksinimi duyar.
Doktor gerekirse bebeğin çıkışını
kolaylaştırmak ve perinede olan yırtıkları engellemek için döl yolunun apış
arasına doğru 2-3 cm uzunluğunda kesik yaparak genişletebilir. Bu işleme
epizyotomi denir.
3. evre plesantanın çıkış evresi:
Bebeğin doğumundan plesantanın zarlarının çıkışına kadar süren yaklaşık 20 dk
lık devreye plesantanın çıkış evresi denir. Bebeğin doğumuyla rahim kısa bir
süre dinlenir. Daha sonra kasılmalar yeniden başlar. Plesanta yapışık olduğu
rahim çeperinden ayrılır, aşağıya doğru itilir. Ayrılmayı kolaylaştırmak için
hafif baskı yapılması gerekir. Plesantadan sonra su kesesini çevreleyen zarda
doğar (çıkar).
Rahim içinde kalan plesanta parçaları
hem kanma hemde enfeksiyon kaynağıdır. Vajina incelenir, yırtıklar varsa ikilir
artık doğum sona ermiştir.
SEZERYANLA DOĞUM
Doğum karın boşluğunun açılması ve döl
yatağı çeperinin kesilmesi ile gerçekleştirilir. Karın iki şekilde açılabilir. Karın
alt bölgesinin enlemesine veya boylamasına kesilmesiyle uygulanır.
Sezeryan gerektiren durumlar:
1. Doğum sırasında dölütün güç
durumda olduğunu belirten bulguların ortaya çıkması,
2. Dölütün başı ile leğen
arasında oransızlık olması (pelvis darlıkları)
3. Dölütün geliş pozisyonundaki
anormallikler,
4. Uterus, vajinanın şekil
bozuklukları, plesanta anormallikleri, plesantanın önden gelmesi,
5. Kadın ilk doğumunda 35 yaşını
aşmışsa,
6. Gebelik zehirlenmesi
yaşanmışsa, şeker hastalığı, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kan uyuşmazlığı,
7. İkiz veya daha çok doğumlarda,
dölütün oksijensiz kaldığı saptanmışsa,
8. Çocuk kalp seslerinin
bozulması ile,
9. Doğum zafiyeti,
10. Kordon sarkması.
EPİDURAL ANESTEZİ İLE DOĞUM
Vücudun alt bölümlerine giden sinirleri
geçici bir süre uyuşturur. Bel bölgesine enjeksiyonla uygulanır. Anestezik madde
ince bir tüple bele enjekte edilir. Bu tür doğumlarda anestezi uzmanının
deneyimli olması gerekir.
Epidural gereği gibi etki gösterirse doğum
anında hiç ağrı duyulmaz. Anne ağrısız doğumda rahattır. Uyanık olduğu için
doğum safhalarını yaşar. Epidural anestezinin bebeğe hiçbir zararı yoktur.
LOHUSALIK
Çocuk ve pelasantanın doğumundan sonra
başlar ve genital organlarla birlikte bütün anne organizmasında gebelik
nedeniyle meydana gelmiş olan değişmelerin (fizyolojik değişiklikler)
gebelikten önceki haline dönüşüne kadar devam eder. Ortalama 6 hafta sürer.
Doğum sonrası hastalıkların en sık
görüldüğü dönem lohusalık dönemidir. Doğum sonrası genital bölge antiseptik bir
solüsyonla temizlenir. Enfeksiyon gelişirse antibiyotik verilir. Bu arada
emzirmeye başlanmalıdır. Epizyotomi yapıldıysa dikiş atılmıştır. Dikiş yeri
iyileşene kadar temiz ve kuru tutulmalı, herhangi bir merhem sürülmemeli. Her gün
antiseptik solüsyonla pansuman yapılmalıdır. Temiz pedler kullanılmalı, sık,
sık değiştirilmelidir. İdrar yapıldıktan
sonra genital bölge ılık su ile temizlenmelidir. Loğusa 2.gün yataktan
kaldırılıp dolaştırılmalıdır. Meme verilmeden önce ve sonra meme uçları su ile
temizlenmelidir. Gögüsleri tartan bir iç çamaşırı giyilmelidir. Anneden gelen
ilk ağız sütüne kolostrum denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder